"Kansere Çözüm var"
Kansere Çözüm Var! bir yanda sağlıklı insanların ve özellikle çocukların kanserden korunmaları için güçlü bir zırh-rehber, diğer yanda bir kanser hastasının tüm ihtiyaçlarına yanıt veren bir yol arkadaşı.
Kitap en güncel bilimsel veriler, en son tedavi teknolojileri ışığında, kansere çözüm bulmaya odaklandı. Gerek kanserden koruyucu yaşam tarzı gerek tedavide izlenecek adımlar gerekse tedaviyle birlikte uygulanacak tamamlayıcı önlemlerle ilgili son derece somut ve uygulanabilir reçeteler sunuyor.
Kitabı, alanlarının en iyileri profesör ve doçentlerden kurulu bir anti-kanser timi, bir ‘Rüya Takımı’ hazırladı. Onkoloğundan beslenme uzmanına, biyofizikçisinden nükleer tıpçısına, iç hastalıkları uzmanından din psikoloğuna, elektrik ve elektronik mühendisinden kimya mühendisine birbirinden değerli bu bilim insanları ilk kez bir kitapta buluştu.
Okuyunca göreceksiniz, lafı bile korkutan kanser aslında herhangi bir hastalıktan başka bir şey değil. Üstelik önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık! Hem de yüksek başarı yüzdesiyle…
İŞTE 13 KİŞİLİK ‘RÜYA TAKIMI’, KİTABIN BÖLÜMLERİ
VE O BÖLÜMLERDEN ÇARPICI BİLGİLER
TÜRKİYE KANSERLE NASIL SAVAŞIYOR?
Prof. Dr. A. Murat Tuncer – Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkanı
• Kanser önce beyinde başlıyor ve beyinde tedavi ediliyor. Öyle insanlar görüyorum ki, kanser oluyorlar ama öyle iyi davranıyorlar ki, yumuşak insanlar... Bu insanların çoğu kanseri yeniyor. Yani pozitif enerji galip geliyor. Bazen de öyle insanlar görüyorum ki, çok agresifler! Etraflarında her şeylere takılıyorlar. Ama onların kanserleri de onlara öyle bir ters bakıyor ki, neye uğradıklarını şaşırıyorlar ve ne yapsak durmuyor o kanser!
SİGARA SİZİ YOK ETMEDEN SİZ ONU TERK EDİN!
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta – Göğüs Hastalıkları Uzmanı
• Sigara dumanında 4 binden fazla kimyasal madde var. Bunların en azından 40 tanesi kanserojen yani kanser yapıcı madde. İçilen sigara sayısı ve sigara içilen süre ne kadar fazla ise kanser riski de o kadar artıyor. Sigara içmiş olanların kansere yakalanma riskleri hiçbir zaman hiç sigara içmemişlerinki kadar olamıyor. Bundan dolayı da, en doğrusu hiç sigara içmemek! İçenlerin de kanser risklerini azaltmak için bir an önce sigara ile ilişkilerini kesmeleri şart.
KANSER ÇEŞİTLERİNE GÖRE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
VE KANSERDEN KORUNMA YOLLARI
Prof. Dr. Erkan Topuz – Tıbbi Onkoloji Uzmanı
• Bizler artık hastalık yoktur hasta vardır teorisiyle yol alıyoruz. Hastanın genetik ve moleküler seviyesine iniliyor ve her hastaya özel bir tedavi uygulanıyor. İşte en önemli olay bu! Bugün geldiğimiz noktada kanser hastalarını kurtarma şansımız %80-90 yani artık kanser tedavi edilebilir bir hastalık.
ÇOCUKLARDA KANSER NASIL ÖNLENİR?
Prof. Dr. M. Alp Özkan – Pediatrik Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı
• Günümüzde çevresel faktörler ve çevre-gen etkileşimi, kanserden korunmak için en çok dikkat edeceğimiz alanı oluşturmaktadır. Tıbbi görüntüleme yöntemlerini çocuklarınıza mümkün olduğunca az uygulatın. Çocuklarımıza mümkünse cep telefonu kullandırmayalım. Çocuklarımızı, büyük alışveriş merkezlerinde uzun süreli gezdirmeyelim. Çocuğumuzu yüksek teknoloji ürünü televizyonlarımızın yakınında uzun süreli oturtmayalım.
HANGİ KANSERDE HANGİ BİTKİ KULLANILIR?
Doç. Dr. V. Canfeza Sezgin – İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı
• Kansere karşı yararlı gıdaların başında sarımsak ve soğan, brokoli ve lahana, domates ve biber, portakal ve limon, kırmızı renkli meyveler, tam tahıl ve fasulye, bitki ve baharatlar, yeşil çay gelmektedir. Keklik otu meme, yumurtalık ve rahim kanserlerine karşı, zerdeçal prostat, kalınbağırsak ve cilt kanserine karşı, biberiye meme, akciğer ve cilt kanserine karşı koruyucu olabilir. Zencefil de antioksidan ve iltihap giderici özelliklere sahip yararlı gıdalar arasında ilk sırada yer almaktadır.
DOĞRU BESLENME KANSERDEN KORUR!
Prof. Dr. Ahmet Aydın – Beslenme Uzmanı
• Yiyeceklerimizde ya da diğer çevresel faktörlerde bulunan kanser ajanları DNA’larımıza bağlanarak hasara uğratıyorlar. Hasar kritik bir düzeye ulaşınca da normal hücreler kanserli hücreler haline dönüşüyor. Sağlıklı bir insan vücudunda bulunan DNA onarım enzimleri ve diğer gen koruyucu mekanizmalar 24 saat içinde hasarın yüzde 90’ını temizliyor. Her insan hücresinde günde yaklaşık 10 bin mutasyon oluyor. Eğer DNA onarım enzimleri yoksa ya da yetersiz çalışıyorsa bu mutasyonlar hızla kansere yol açıyorlar. Hücrelerin DNA onarım kapasiteleri sınırlı; sonsuz değil. Bu nedenle gen koruyucu mekanizmalar son derece önemli. Genlerin korunmasındaki en önemli faktör ise onları besleyen besin maddeleri ve vitaminler.
ŞEKER NEDEN TATLI TATLI ZEHİRLER?
Prof. Dr. M. Canan Efendigil Karatay – İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı
• Kanser hastalıklarının riskini daha fazla artırmak istemiyorsak, rafine şeker, mısır şurubu, glikoz ve yapay tatlandırıcılar gibi fabrikasyon işlemden geçmiş şekerleri, unlu ve nişastalı yiyecekleri, meyve, meyve suyu, bal, pekmez gibi doğal şekerleri aşırı miktarda tüketmemek için gayret sarf etmeliyiz. Hatta mümkünse yavaş yavaş azaltarak hayatımızdan çıkartmalıyız.
GIDALARIMIZ NE DURUMDA? GDO KANSERE SEBEP OLUR MU?
Dr. Yavuz Dizdar – Radyasyon Onkolojisi Uzmanı
• GDO’dan uzak duracağız çünkü kanser yapma olasılığı çok yüksek. Kesin veri var mı? Hayır yok ama bu kadar genetik anomaliye neden olan, düşük ve kısırlık yapan bir şeyin kanser yapmama olasılığı çok zayıf. Hangisi yapıyor bilinmiyor ama kanserler artıyor. GDO’ların dünyaya sunulması ile paralel bir artış var, bunu da kimse reddedemez. Cennet gibi verimli ülkemizde GDO’ya ihtiyaç yok. Hem kendimizi hem gelecek nesillerimizi hem de biyoçeşitliliğimizi korumak için, GDO’lu tohumların Türkiye’ye ithalatı bir an önce yasaklanmalı.
ZEHİRLİ KİMYASALLARI VÜCUDUNUZA ALMAYIN!
Mennan Aysan Kuzanlı – Kimya Mühendisi
• Kimyasalları, detoks yöntemleriyle vücudumuzdan atarak ve yeni toksik maddeleri de vücudumuza almayarak hem kanserden korunabilir hem de ilerlemesini engelleyebiliriz. Çözünebilir elyaflar sebebiyle maruz kalınan kanser oluşumunu tetikleyebilecek toksik maddeleri de, alkali yapıdaki suyun da yardımıyla vücudumuzdan süpürüp atabiliriz. ‘Alkali su’ içmek hücre beslenmesi ve yenilenmesini sağlayarak hastalıklardan korunmamıza da yardımcı olur.
ELEKTROMANYETİK ALANLAR VE KANSER
Prof. Dr. Süleyman Daşdağ – Biyofizik Uzmanı
• Elektrikle çalışan cihazları kullanmadığımız zaman, fişlerini prizden çekmeliyiz. Saçlarımızı kurutmak için yeterli zamanımız varsa, doğal yollarla kurutmalıyız. Bilgisayarların gereksiz yere kullanımından kaçınmalıyız. Bilgisayar kullanırken, bilgisayarlar ile aramızdaki mesafeyi, işimizi aksatmamak koşuluyla olabildiğince uzak tutmalı ve işimiz bittiğinde bilgisayarı kapatıp, fişini prizden çekmeliyiz. Yatak, koltuk vb oturma gruplarının yerlerini, manyetik alanların duvarlardan geçebileceğini göz önünde bulundurarak belirlemeliyiz. Böylece gereksiz manyetik alan oluşumunu önlemiş oluruz.
CEP VE BAZ’DAN YAYILAN DALGALARLA KANSER İLİŞKİSİ
Prof. Dr. Selim Şeker – Elektrik ve Elektronik Mühendisi
• Çocuklarımızın cep telefonuna bağlı kansere yakalanma riski, bir yetişkine oranla çok daha fazla. Çünkü çocuklar cep telefonlarının radyasyonuna çok daha uzun süreli maruz kalacak, sinsi tümörler erkenden işe başlayacak ve onların minik vücutlarında gelişebilmek için çok daha uzun zaman bulacak.
NÜKLEER TIP VE RADYOLOJİ ALANINDA
GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİNİ KULLANIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Yard. Doç. Dr. Erol Ergüler – Nükleer Tıp Uzmanı
• Bugün e-posta veya cep telefonu mesajları aracılığıyla ‘check-up’ kampanyaları haberleri geliyor, özel sağlık sigortası şirketleri promosyon olarak ‘check-up’ paketleri sunuyor. Allah rızası için bir düşünün! Hasta veya sağlıklı olsun, insanları önce bir hekimin iyice dinlemesi, varsa eski tetkiklerine bakması ve muayene etmesi gerekir. Bu bir saate yakın muayene sonunda herkes için farklı tetkiklerin yapılması gerekecektir ya da hiç tetkik gerekmeyebilir. Öyleyse bu ‘paket’ler nedir? Neresi bilimseldir? Sonuçta rastgele ‘check-up’ yaptıran herkes kendisi için gereksiz tetkik yaptırıyor ve riski üstleniyor diyebiliriz.
KANSER TEDAVİSİNE MANEVİ VE PSİKOLOJİK YAKLAŞIM
Doç. Dr. Öznur Özdoğan – Din Psikologu
• Hastaların şifa sürecinde manevi yaklaşıma yönelmelerinde, anahtar önemde olan bazı temel faktörler vardır. Bunlardan birincisi; bir insanın kendini Yaratıcısına bırakma isteği; ikincisi, ruhsal arınma isteği; üçüncüsü, tıp bilimi ile manevi inancın birlikte kullanılmasının iyi sonuç vereceğine duyulan güven; dördüncüsü, Yaradan’ın en iyiyi takdir edeceğine inanma; beşincisi, Yaradan’ın hastalığı iyileştireceğine yürekten inanmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder